Neler neler?
Zamanında arkadaşlık ettiğim bir insanın kararıydı. O da Veccal gibi sıkı dost bildiğim insanlardandı. Veccal pek insanlarla tanışmayı sevmezdi o yüzden çok tanıştırma değildim onunla ama olayları anlatırdım sürekli ve konuşulacak birkaç konu elde ederdik işte. O insandan “RE” diye bahsedeceğim. RE çok alıngan bir insandı bu çok problem değildi. Çünkü iyi bir insan olduğuna inanırdım onun. Sevdiğim şeyleri sever, beraber yapacak birçok şey bulurduk. Sosyal hayatımı onla yaşardım anlayacağınız. İhtiyacım yok değildi. Çünkü artık insanların içine girmeye ve bazı durumları kafayı takmak yerine gülmeyi seçiyordum her şey iyi gayet. Fakat çözemediğim bir şeyler vardı ve yapmacık geliyordu. Peki, hoşnut muydum? Hayır. Ama sesimi çıkarmak istemiyordum. Veccal’e bunlardan bahsetmiyor, lafını dahi açmıyordum. Artık nasıl fazla anlatmaya başladıysam yaşanılan olayları, Veccal bir gün tanışmak istedi. Bu iyi bir adımdı. Üçlü bir ekip! Kafa sayısı fazlalığı! Ve ikiye bölünmek yok artık! Hemen önümüzdeki akşam zaten Nevzat’ın yolları tutulmuştu çaylanıyorduk. Her şey güzeldi fakat Veccal tanımadığım biri gibi davranıyordu. “Neyse yakında kokusu çıkar zaten” deyip kendimi oyalıyordum. Ve RE durmadan bugün yaşadığı olayı anlatıyor, kendisine bunu yapamayacaklarını söyleyip duruyordu. Aslında haksızdı. Çünkü kendini fazla yüksekte görüyordu. Ona göre kimse böyle bir şey yapamazdı ona karşı. Ama yapılmıştı ve bunun acısını bizden çıkarıyor “hönk..” desek ağzımıza yapıştırıyordu lafı. Bu durum iyi değildi ama alışmıştım sesimi çıkarmıyordum ve “Düzelir birazdan.” Deyip duruyordum kendimce. Birden oldu. Veccal birden “Kendi yediğin boku başkası yapınca bağırma. Bağıracaksan onlara bağır. Gücünü dostunla sınama.” Dedi ve RE sustu. Az sonra masadan kalkıp bir şey söylemeden gitti. Veccal’e döndüm fakat bir şey diyemedim haklıydı. “Ne zamana kadar devam edecekti?” dedi. Sustum pek bir şey demek istemedim. “Seni ezip duruyor, sana bağırıyor, sen bir şey deyince üste çıkıyor birde egosu cabası! Ne zamana kadar devam edecekti?!” dedi. “Haklısın ama böyle olmamalıydı” dedim. O gün beynime kazacağım cümleyi sarf etti; “Eğer dostun olsaydı doğruları söylediğinde kalkıp gitmek yerine gururunu eline alır özür diler ve yaptığını düşünürdü. Demek ki dostun değilmiş.”…
Çok anlamsız. Hiç alışamayacağım bu durumlara sanırım.
İnsanların kendileri gibi olmamaları çok acı. Hem de fazlasıyla…
Her zaman olduğum gibi bir insan olmanın taraftarı idim. Ki
bilirim Veccal’de öyledir hem de fazlasıyla. Tamam, hepimizin küçük rolleri
vardır bunları inkâr edemem, etmeyeceğim hepimiz bunları yapıyoruz. Kâh
hoşlandığımız insan, kâh üzüntülere maske… Fakat tek doğru bulmadığım bir durum
var! İnsanlar
dostlarına rol kesmemeli! Kesmeyecek! Gururunu, hırsını dostlarına
vurmayacak! İçeride olaylar fırtınalar kopacak, ağlayacak, güçsüz hissedecek
ama dostu bilecek dışarısına rol yapacak, hırslanacak, gururlanacak…
“İnsan dostuna zarar verir mi?” diye konuşuyorduk kendi
aramızda. “Yok canım acımasızlık!” deyip durduğumuz anlardan birinde
aklıma şimşek gibi çarpan o anılara dalmış gene uzaklara bakıyordum. Gözünden
hiç kaçırmazdı bu durumları sıkı dostum ve zihnimi okur gibi “Ama
o durum farklıydı aga!” dedi. Haklıydı, gayet haklıydı! Çok sonradan
varmıştık bunun kanısına…
Zamanında arkadaşlık ettiğim bir insanın kararıydı. O da Veccal gibi sıkı dost bildiğim insanlardandı. Veccal pek insanlarla tanışmayı sevmezdi o yüzden çok tanıştırma değildim onunla ama olayları anlatırdım sürekli ve konuşulacak birkaç konu elde ederdik işte. O insandan “RE” diye bahsedeceğim. RE çok alıngan bir insandı bu çok problem değildi. Çünkü iyi bir insan olduğuna inanırdım onun. Sevdiğim şeyleri sever, beraber yapacak birçok şey bulurduk. Sosyal hayatımı onla yaşardım anlayacağınız. İhtiyacım yok değildi. Çünkü artık insanların içine girmeye ve bazı durumları kafayı takmak yerine gülmeyi seçiyordum her şey iyi gayet. Fakat çözemediğim bir şeyler vardı ve yapmacık geliyordu. Peki, hoşnut muydum? Hayır. Ama sesimi çıkarmak istemiyordum. Veccal’e bunlardan bahsetmiyor, lafını dahi açmıyordum. Artık nasıl fazla anlatmaya başladıysam yaşanılan olayları, Veccal bir gün tanışmak istedi. Bu iyi bir adımdı. Üçlü bir ekip! Kafa sayısı fazlalığı! Ve ikiye bölünmek yok artık! Hemen önümüzdeki akşam zaten Nevzat’ın yolları tutulmuştu çaylanıyorduk. Her şey güzeldi fakat Veccal tanımadığım biri gibi davranıyordu. “Neyse yakında kokusu çıkar zaten” deyip kendimi oyalıyordum. Ve RE durmadan bugün yaşadığı olayı anlatıyor, kendisine bunu yapamayacaklarını söyleyip duruyordu. Aslında haksızdı. Çünkü kendini fazla yüksekte görüyordu. Ona göre kimse böyle bir şey yapamazdı ona karşı. Ama yapılmıştı ve bunun acısını bizden çıkarıyor “hönk..” desek ağzımıza yapıştırıyordu lafı. Bu durum iyi değildi ama alışmıştım sesimi çıkarmıyordum ve “Düzelir birazdan.” Deyip duruyordum kendimce. Birden oldu. Veccal birden “Kendi yediğin boku başkası yapınca bağırma. Bağıracaksan onlara bağır. Gücünü dostunla sınama.” Dedi ve RE sustu. Az sonra masadan kalkıp bir şey söylemeden gitti. Veccal’e döndüm fakat bir şey diyemedim haklıydı. “Ne zamana kadar devam edecekti?” dedi. Sustum pek bir şey demek istemedim. “Seni ezip duruyor, sana bağırıyor, sen bir şey deyince üste çıkıyor birde egosu cabası! Ne zamana kadar devam edecekti?!” dedi. “Haklısın ama böyle olmamalıydı” dedim. O gün beynime kazacağım cümleyi sarf etti; “Eğer dostun olsaydı doğruları söylediğinde kalkıp gitmek yerine gururunu eline alır özür diler ve yaptığını düşünürdü. Demek ki dostun değilmiş.”…
“Doğrusun” dedim. O durum farklıydı. “Bazen, dostuna zarar vermek
lazım gerçekten iyiliğini istediğin için ama o bunu iyi mi anlar kötü mü anlar
o bilir.” Dedim “ha şunu bileydin!” deyip goy goy çevirdi hemen. Gene
ikimizdik. Onca lafa, söze belki hakarete rağmen ne o gidiyordu ne ben! Daimi dosttuk
biz Veccal ile. Öyle kalacaktı…
“Geride bıraktıkların mı var? Boş ver! Sana
iyi gelen insanların geride ne işi var?”
Veccal’e Verdiğim Sözler! – 6. Kısım
Günümüz dostlukları genelde böyle oldu. Sanırım benim hatamda bunlara alışmak, normal karşılamak. Ufuk açıcı bir yazı oldu, benim için. Yazdığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilBunu yeni görmem birazcık kötü olmuş. Ben teşekkür ederim okuyabildiğiniz için beni!
Sil