Şunu kendimize yedirelim hep birlikte ; "Mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz." hepimiz için...
Şimdi bu sefer size çok afilli şeyler yüklemek istemiyorum. Hoş "mutluluk" başlığı gayet afilli bir başlık aslında. Fakat özlenen bir duygudur genelde mutluluk. Hepimiz tadıyoruz. Bilip bilmeden,görüp duymadan. Bu durumların henüz daha içinde iken gözden kaçırdığımız bir şey var kimse oraya dikkat etmiyor. Unutuyoruz.
Günlerden yine Veccal. Her zaman olduğu gibi Belgrad Kapı dan surlara girişimizi yapmış bir öğlen vakti surların üzerine çıkmış ana yolu izliyoruz sesimizi çıkarmadan. Ben ? Beni sormayın ben her zaman ki gibi bildiğiniz o depresif adamım. Veccal ise halinden gayet memnun çeşitli hikayeler anlatıp bunları anlatırken sanki içindeymiş gibi elleriyle , mimikleriyle anlattıklarını destekliyor her olayda daha bir mutlu gözüküyordu. Anlam veremiyordum. Bu olayları ben de yaşadım , onunla beraberdim. Onun benden başka arkadaşı yok nede olsa.Başkasıyla yaşadığı bir şeyi anlatamaz ki , olayın kahramanları biziz fakat hissettiklerimiz aynı değil. Garip hissettiren bir duygu. Rol yapmadığına gayet emindim veya öyle olmasını diliyordum çünkü o gayet mutluydu bu durumdan. Ben sesimi soluğumu çıkartmadan onu dinliyordum. Köşede duran manavı izliyor gelen gidene bakıyordum...
Garip değil mi? İnsan aslında yaşadığı olaylarla var olur. Olaylar büyütür bizi. Harcadığımız duygular aslında zamanı elimizde tutmaya yarar. Eğer insan kinci ise çektirilen acıyı unutmaz, eğer depresif ise çektiği acıyı unutamaz onunla yaşar. Büyüten 'o' dur. İnsanı büyüten olaylardır evet burada hepimiz aynı fikirdeyiz. Peki duygular nedir ? Büyüten midir ? Hayır! "Duygular Tecrübedir." Olaylar karşısında harcadığı duygular tecrübesidir insanın. Birazcık geriye gidelim ilk taşa takıldığınız an dizinizin aldığı ilk yara acıtıyor değil mi ? Acıttı. Biliyorum ben de yaşadım. Peki bir daha neden taşa takılmadık? Acıdan. Ya da şöyle diyelim bu duruma; bir daha taşa takılınca ağladık mı ? Hayır. Çünkü acıyacağını biliyorduk. Dikkat etmedik taşlara ama? Etmedik. Çünkü ; "Kendi düşen bir daha ağlamıyor." Peki bu duyguları unutabilir miyiz ?
"Unutmuşsun!" dedi. Kafamı hafif itekleyip cevap vermemi istedi. "Bunları nasıl unutursun?" dediğini hatırlıyorum , o an gayet sinirliydi fakat ikimiz farklı şeyleri düşünüyoruz olsa gerek "Hayır. Bu yaşadıklarımızın hepsini hatırlıyorum şu 2-3 ay önce çok içip sarhoş olduğumuz günden bahsediyorsun." dediğim an yüzünü ekşitip bir sigara yakmayı tercih etti. Hoş cidden her şeyi birer birer hatırlıyordum. Hepsi aklımdaydı yaşadığımız her olay , söylediğimiz şarkılar falan hepsi aklımdaydı. "Yaşadıklarımızdan bahsetmiyordum." dedi doğal olarak anlam veremedim. Anladı ve biraz sonra söyledikleri bana çok şeyi hatırlattı. "Sorun yaptıklarımızı hatırlamakta değil.Detaylarını hatırlamasakta olur bazı şeylerin. Önemli olan o günün duygularını unutmamakta. Bir daha o yapılanları yaptığında yada aklına geldiğinde o an mutlu olmayı becermekte. Mutlu olduğun şeyleri unutuyorsun."
Şunu kendimize yedirelim hep birlikte ; "Mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz. Öğrendik. Mutlu olduğumuz anların duygularını unutmamayı öğrenmeliyiz. Öğrenebilecekmiyiz?" hepimiz için...
Mutluluklar ufak tefek unutkanlıklara gelemez.
Belirli Zabıtlar Günlüğü - 25. Ay
Şimdi bu sefer size çok afilli şeyler yüklemek istemiyorum. Hoş "mutluluk" başlığı gayet afilli bir başlık aslında. Fakat özlenen bir duygudur genelde mutluluk. Hepimiz tadıyoruz. Bilip bilmeden,görüp duymadan. Bu durumların henüz daha içinde iken gözden kaçırdığımız bir şey var kimse oraya dikkat etmiyor. Unutuyoruz.
Günlerden yine Veccal. Her zaman olduğu gibi Belgrad Kapı dan surlara girişimizi yapmış bir öğlen vakti surların üzerine çıkmış ana yolu izliyoruz sesimizi çıkarmadan. Ben ? Beni sormayın ben her zaman ki gibi bildiğiniz o depresif adamım. Veccal ise halinden gayet memnun çeşitli hikayeler anlatıp bunları anlatırken sanki içindeymiş gibi elleriyle , mimikleriyle anlattıklarını destekliyor her olayda daha bir mutlu gözüküyordu. Anlam veremiyordum. Bu olayları ben de yaşadım , onunla beraberdim. Onun benden başka arkadaşı yok nede olsa.Başkasıyla yaşadığı bir şeyi anlatamaz ki , olayın kahramanları biziz fakat hissettiklerimiz aynı değil. Garip hissettiren bir duygu. Rol yapmadığına gayet emindim veya öyle olmasını diliyordum çünkü o gayet mutluydu bu durumdan. Ben sesimi soluğumu çıkartmadan onu dinliyordum. Köşede duran manavı izliyor gelen gidene bakıyordum...
Garip değil mi? İnsan aslında yaşadığı olaylarla var olur. Olaylar büyütür bizi. Harcadığımız duygular aslında zamanı elimizde tutmaya yarar. Eğer insan kinci ise çektirilen acıyı unutmaz, eğer depresif ise çektiği acıyı unutamaz onunla yaşar. Büyüten 'o' dur. İnsanı büyüten olaylardır evet burada hepimiz aynı fikirdeyiz. Peki duygular nedir ? Büyüten midir ? Hayır! "Duygular Tecrübedir." Olaylar karşısında harcadığı duygular tecrübesidir insanın. Birazcık geriye gidelim ilk taşa takıldığınız an dizinizin aldığı ilk yara acıtıyor değil mi ? Acıttı. Biliyorum ben de yaşadım. Peki bir daha neden taşa takılmadık? Acıdan. Ya da şöyle diyelim bu duruma; bir daha taşa takılınca ağladık mı ? Hayır. Çünkü acıyacağını biliyorduk. Dikkat etmedik taşlara ama? Etmedik. Çünkü ; "Kendi düşen bir daha ağlamıyor." Peki bu duyguları unutabilir miyiz ?
"Unutmuşsun!" dedi. Kafamı hafif itekleyip cevap vermemi istedi. "Bunları nasıl unutursun?" dediğini hatırlıyorum , o an gayet sinirliydi fakat ikimiz farklı şeyleri düşünüyoruz olsa gerek "Hayır. Bu yaşadıklarımızın hepsini hatırlıyorum şu 2-3 ay önce çok içip sarhoş olduğumuz günden bahsediyorsun." dediğim an yüzünü ekşitip bir sigara yakmayı tercih etti. Hoş cidden her şeyi birer birer hatırlıyordum. Hepsi aklımdaydı yaşadığımız her olay , söylediğimiz şarkılar falan hepsi aklımdaydı. "Yaşadıklarımızdan bahsetmiyordum." dedi doğal olarak anlam veremedim. Anladı ve biraz sonra söyledikleri bana çok şeyi hatırlattı. "Sorun yaptıklarımızı hatırlamakta değil.Detaylarını hatırlamasakta olur bazı şeylerin. Önemli olan o günün duygularını unutmamakta. Bir daha o yapılanları yaptığında yada aklına geldiğinde o an mutlu olmayı becermekte. Mutlu olduğun şeyleri unutuyorsun."
Şunu kendimize yedirelim hep birlikte ; "Mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz. Öğrendik. Mutlu olduğumuz anların duygularını unutmamayı öğrenmeliyiz. Öğrenebilecekmiyiz?" hepimiz için...
Mutluluklar ufak tefek unutkanlıklara gelemez.
Belirli Zabıtlar Günlüğü - 25. Ay
Yorumlar
Yorum Gönder