-Not: Özür dilerim hepinizden. Saçmalıyor olabilirim bu yazımda. Fakat bunları kendime anlatma ihtiyacım var.Eğer okumak istemiyorsanız es geçebilirsiniz. Ruhlara törpüler dilerim.-
Bende bulunan sorun "Fazla düşünmek" değil "Çok şey düşünmek"....
"İnan bana baş edilemez bir durum bu. Sürekli kafamın içinde kendimle boğuşuyorum.Ben onu yanıma çekerken küçük bir çocuk gibi başka yerlere atlıyor." dediğimi hatırlarım sana. Ki bilirsin cidden bu sorun 2 seneme mal oldu. Bunla yaşamayı öğrendim diyelim o zaman...
İnsanlar düşüncelerini sıralamaya sokabiliyor. Buna emin oldum. "Nasıl?" diyeceksiniz , bir çok kişi ile konuştum, durumumu paylaştım ve aynı şeyleri yaşıyor muyuz diye merak ettim. Sonuç olarak onlar gibi olmadığımın geri dönüşünü aldım. Evet haklısınız. Bazen bu sorunu yaşamayan kişiler de bizim gibi düşünce sıralarını veya adetlerini ellerinde tutamıyorlar ama bunlar ekstra durumlarda oluyor (aşk,korku,fazla adrenalin). Fakat sevgili dostlarım biz bunları sürekli yaşıyoruz. Eminim şuan bunu okuyup ve benle aynı sorunu yaşayan insanlar bana hak verecekler. Sonuçlarını acı ödüyoruz. Dikkat etmemiz gereken konulara ve bize anlatılan olaylara adapte olamıyoruz. Bulunduğumuz ortamda sadece cisim olarak var oluyoruz fakat ruhumuz ve düşüncelerimiz o an orada olmuyor ve bundan kasıtlı olarak bizim bu problemimizi açamadığımız insanlar bizi bencil veya umursamaz olarak algılıyor. İnsan kaybediyoruz. Evet öyle oluyor insan kaybediyoruz. Kimsenin gözünün içine tümüyle bakamıyoruz. Bu çekinmek veya öz güvensizlik ile alakalı değil. Bu o an fazla pardon pardon çok şey düşündüğümüz için oluyor. Ve gariptir ki benim gibi olan insanlar kendilerini çok seviyor. Fakat bu çok şey düşünme kaynaklı anlatım sorunu başlıyor ve kendini insanlara bütünüyle aktaramıyorsun. Doğru sözcükleri seçemiyorsun kafanda kurduğun için. Bu yüzden hep eğleniyor gibi gözüküyorsun biliyorum. Hepsini biliyorum.
Çok olmadı sanırım bir kaç ay önce dostlarım tarafından aldığım yorumlardan biriydi "İnsanlara karşı çok açıksın. İnsanlar seni sadece eğlenmek için yanında oluyor gibi. Birazcık gizemli birisi ol. Ve sen insanların içinde bu kadar hareketli olunca çevrendekilerin sana yaklaşımlarını bile anlamıyorsun. Senle ilgilenen birisini görmüyorsun bile." ve bu yorumun karşılığında "Haklısın."
dedim. Haklıydı gayet evet fazla enerjiktim oradan oraya zıplıyordum, evet insanların bana bakışlarını görmüyordum yada ilgilerini görmüyordum. Ama bir yerde herkes yanılıyor, ben insanlardan zihnimdekileri saklıyorum ve ben bu şekilde kendimi koruyorum. Evet kendimi böyle koruyorum. Bu benim sınırım, aşılamayacak noktalarımdan biri.
Bazen keşke beni uyarsaydın diyorum Veccal , ağzımın üstüne indirseydin. İndirseydin keşke kimseye bulaşmasaydım tatmasaydım bazı duyguları hiç. Acımasaydı kalbim. Zihnim....
Kendime not: "Kanat çırpıp döktüğüm tüyleri bu yollardan geçerken , düşünmeyip şimdi ki çırpınışlarımı , vaatler savurup çırpınacağım yarınlarımı... Bilmeyecekler. Kimseler! Bilmeyecekler..."
Bende bulunan sorun "Fazla düşünmek" değil "Çok şey düşünmek"....
"İnan bana baş edilemez bir durum bu. Sürekli kafamın içinde kendimle boğuşuyorum.Ben onu yanıma çekerken küçük bir çocuk gibi başka yerlere atlıyor." dediğimi hatırlarım sana. Ki bilirsin cidden bu sorun 2 seneme mal oldu. Bunla yaşamayı öğrendim diyelim o zaman...
İnsanlar düşüncelerini sıralamaya sokabiliyor. Buna emin oldum. "Nasıl?" diyeceksiniz , bir çok kişi ile konuştum, durumumu paylaştım ve aynı şeyleri yaşıyor muyuz diye merak ettim. Sonuç olarak onlar gibi olmadığımın geri dönüşünü aldım. Evet haklısınız. Bazen bu sorunu yaşamayan kişiler de bizim gibi düşünce sıralarını veya adetlerini ellerinde tutamıyorlar ama bunlar ekstra durumlarda oluyor (aşk,korku,fazla adrenalin). Fakat sevgili dostlarım biz bunları sürekli yaşıyoruz. Eminim şuan bunu okuyup ve benle aynı sorunu yaşayan insanlar bana hak verecekler. Sonuçlarını acı ödüyoruz. Dikkat etmemiz gereken konulara ve bize anlatılan olaylara adapte olamıyoruz. Bulunduğumuz ortamda sadece cisim olarak var oluyoruz fakat ruhumuz ve düşüncelerimiz o an orada olmuyor ve bundan kasıtlı olarak bizim bu problemimizi açamadığımız insanlar bizi bencil veya umursamaz olarak algılıyor. İnsan kaybediyoruz. Evet öyle oluyor insan kaybediyoruz. Kimsenin gözünün içine tümüyle bakamıyoruz. Bu çekinmek veya öz güvensizlik ile alakalı değil. Bu o an fazla pardon pardon çok şey düşündüğümüz için oluyor. Ve gariptir ki benim gibi olan insanlar kendilerini çok seviyor. Fakat bu çok şey düşünme kaynaklı anlatım sorunu başlıyor ve kendini insanlara bütünüyle aktaramıyorsun. Doğru sözcükleri seçemiyorsun kafanda kurduğun için. Bu yüzden hep eğleniyor gibi gözüküyorsun biliyorum. Hepsini biliyorum.
Çok olmadı sanırım bir kaç ay önce dostlarım tarafından aldığım yorumlardan biriydi "İnsanlara karşı çok açıksın. İnsanlar seni sadece eğlenmek için yanında oluyor gibi. Birazcık gizemli birisi ol. Ve sen insanların içinde bu kadar hareketli olunca çevrendekilerin sana yaklaşımlarını bile anlamıyorsun. Senle ilgilenen birisini görmüyorsun bile." ve bu yorumun karşılığında "Haklısın."
dedim. Haklıydı gayet evet fazla enerjiktim oradan oraya zıplıyordum, evet insanların bana bakışlarını görmüyordum yada ilgilerini görmüyordum. Ama bir yerde herkes yanılıyor, ben insanlardan zihnimdekileri saklıyorum ve ben bu şekilde kendimi koruyorum. Evet kendimi böyle koruyorum. Bu benim sınırım, aşılamayacak noktalarımdan biri.
Bazen keşke beni uyarsaydın diyorum Veccal , ağzımın üstüne indirseydin. İndirseydin keşke kimseye bulaşmasaydım tatmasaydım bazı duyguları hiç. Acımasaydı kalbim. Zihnim....
Kendime not: "Kanat çırpıp döktüğüm tüyleri bu yollardan geçerken , düşünmeyip şimdi ki çırpınışlarımı , vaatler savurup çırpınacağım yarınlarımı... Bilmeyecekler. Kimseler! Bilmeyecekler..."
Yorumlar
Yorum Gönder